İçindekiler
- Akıncı’nın Rumlardan Yardım İstemesi Gereksizdir!
- Sefa Karahasan Sputnik’e Şöyle Anlattı
- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türkiye’den istediği her türlü yardımı, ilacı, tıbbi yardımı istediği an alabilecek durumda
- Neredeyse ‘koronavirüsü Kuzey Kıbrıs’a, dünyaya Türkiye yaydı’ diyecek zihniyetler var.
- Türkiye, Kuzey Kıbrıs bir şey istediği zaman ‘hayır’ demez
- Rumların yaptığı 35 bin 900 TL yardım ne yazık ki bir siyasi propaganda haline çevrildi.
Akıncı’nın Rumlardan Yardım İstemesi Gereksizdir!
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, koronavirüs salgını tedavisinde kullanılmak üzere Güney Kıbrıs’tan ilaç talebinde bulunmuştu.
Mustafa Akıncı’nın ilaç talebi üzerine Güney Kıbrıs’tan 35 bin TL değerinde 2 bin ilaç yardımı yapılacağı açıklandı
Mustafa Akıncı’nın Güney Kıbrıs’tan ilaç yardımı istemesine karşı Başbakan Ersin Tatar: “İlaç ihtiyaç olacaksa Türkiye’den istenir gelirdi. Bu adım gereksizdi” dedi.
Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Yasemin Öztürk ise bu olay hakkında, “Amaç Rumları şirin göstermek” dedi.
Sefa Karahasan Sputnik’e Şöyle Anlattı
KARAHASAN: “Özellikle Kuzey Kıbrıs’ta koronavirüsle ilgili olarak önlemler çok ciddi şekilde alındı, üstelik ambargolar ve ekonomik sıkıntılara rağmen bu tedbirler dünyanın en büyük ülkelerinden bile daha iyi alındı. Bahsi geçen ilaçla ilgili olarak Sayın Akıncı, Başbakan ve yardımcısıyla bir toplantı yaptı. Bu toplantıda Rum tarafından böyle bir ilaç isteneceği gündeme gelmedi. Açıkçası hükümete bilgi verilmeden, iki tane Rum-Türk ortak sağlık komitesi var, karar burada alındı. Bu ilacın alınması gerektiği yönünde durum çıkıyor ortaya.”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türkiye’den istediği her türlü yardımı, ilacı, tıbbi yardımı istediği an alabilecek durumda
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türkiye’den istediği her türlü yardımı, ilacı, tıbbi yardımı istediği an alabilecek durumda. ‘Kıbrıs Rum tarafı, 2 bin adet ilaç yardım etti’ diyerek açıklayan Sayın Akıncı, Türkiye’den uçak dolusu gelen ilaçlarla ilgili neden hiçbir açıklama yapmadı gibi bir eleştiride bulunuldu.
Sayın Başbakan ‘bize haber vermedi, hükümete haber vermedi, bize haber vermiş olsaydı gereğini yapardık’ dedi. Elimizde bu ilaçtan 100-150 tane olduğu söyleniyor. Ama bu ilacın çok ciddi sıkıntı noktasında kullanıldığı yönünde bir durum var. Sayın Başbakan da ‘bizde 2-3 tane acilde yatan oldu bugüne kadar, zaten eksik bir şey olursa Türkiye’den hemen alırdık, bunu doğru bulmuyorum’ diyor”
Neredeyse ‘koronavirüsü Kuzey Kıbrıs’a, dünyaya Türkiye yaydı’ diyecek zihniyetler var.
KARAHASAN: “Açıkçası Sayın Cumhurbaşkanı da böyle bir dönemde doğru bir adım atıldığı yönünde bir açıklama yaptı. Ama benim değerlendirmem açıkçası, bu dünyayı saran koronavirüs salgınında konu yine Türkiye-Kıbrıs Rum tarafı noktasına çekildi. Bunu gerçekten ilgiyle izliyorum. Yani neredeyse ‘koronavirüsü Kuzey Kıbrıs’a, dünyaya Türkiye yaydı’ diyecek zihniyetler var.
İşte bu zihniyetler nedeniyle ülkede atılması gereken adımlar bir anlamda da tam anlamıyla yapılamıyor. Tartışmaları doğru bulmuyorum. Burada sağlık söz konusu, tabii Rum tarafı yardım yapabilir ama Rum’un yardımının bir siyasi propagandaya çevrilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Düşünün bu ülkeye uçaklar dolusu ilaç geldi Türkiye’den. Hiçbir siyasi açıklama yapıp teşekkür etmedi.
Yasemin Öztürk’ün hesaplamasıyla ortaya çıkan 35 bin liralık yardım etti Rum tarafı ‘neredeyse adadaki bütün sağlık çökmüştü, ilaç yoktu, Kuzey Kıbrıs’ta hiçbir şey yoktu ama Rum bizi kurtardı’ modunda bir tavırla da sergilenmesi doğru değil. Rum tarafı tabii yardım yapacak, Rumlar bizden bir şey istedi biz de yapacağız.
Bu sağlık konusu. Sağlık konusunu siyasi bir propagandaya çevirmemek lazım. Nasıl ki Türkiye’nin yardımlarını siyasiler çıkıp ‘Türkiye bu kadar yardım yaptı, şöyle yardım yaptı’ diye demiyorlarsa o zaman ‘niye demiyorsunuz’ diye soru sorarım. Rum tarafının yaptığı 2 bin ilaçlık yardımı da söylemek doğru değil. Yani, her anlamda eşit davranmak gerekir. Bu sağlık noktasında hiçbir zaman siyasi propaganda kullanmamak gerekir”
Türkiye, Kuzey Kıbrıs bir şey istediği zaman ‘hayır’ demez
“Sevgili Türkiye Cumhuriyeti Devleti 94 ülkenin yardım istediği bir ülke. Amerika, İngiltere, İspanya, İtalya, Ermenistan, İsrail.. Türkiye, Kuzey Kıbrıs bir şey istediği zaman ‘hayır’ demez. Ama ne yazık ki, bunu Sayın Cumhurbaşkanı açısından da söylemiyorum, bu ülkede Türkiye’de ne yaparsa yapsın iyi değildir. Türkiye 100 bina yapsın, ‘neden 101 değil’ derler. Böyle bir zihniyet var. Ama Avrupa Birliği veya Rum tarafı bir binanı temelini atsın, ‘Avrupa Birliği veya Güney Kıbrıs’tan büyük yardım’ diye manşetler atılır. Bunların tartışılması gerekirdi zamanında. Neden bu durumlara gelindi, bunlar da sorgulanmalı”
Rumların yaptığı 35 bin 900 TL yardım ne yazık ki bir siyasi propaganda haline çevrildi.
“Rumların yaptığı 35 bin 900 TL yardım ne yazık ki bir siyasi propaganda haline çevrildi. Bu çok çok kötü bir şey, doğru değil. Şunu unutmayalım, Sayın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da bütün siyasiler de her zaman şunu söylemişti, hatta Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ağzından söyleyeyim, ‘gidecek tek limanımız Türkiye’ noktasında bir cümlesi vardı.
Dünyada yaşanan koronavirüs salgınında Kuzey Kıbrıs’a tek yardım yapan, istediği ne varsa onu sağlayan yine Türkiye. Bununla ilgili olarak Ekonomi ve Enerji Bakanı Taçoy bir video yayınlamıştı, gençlerin ‘Teşekkürler Türkiye’ videosu. Bu da bu dönemde çok anlamlı oldu. Ben Türkiye veya ‘Kıbrıs Rum tarafıyla bunlar yapılmasın, edilmesin’ noktasında demiyorum. Ama bu ülkede gerçekler üzerinde siyaset üretilmesi lazım.
Yani Kıbrıs Rumlarını şirin gösterirken, Türkiye’deki bazı siyasileri sevmememiz ya da onlara muhalif olmamız nedeniyle bir ülkeyi karalama noktasında adımlar da atılmaması gerekir. Bunu vurgulamaya çalışıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti son 15-20 yılda gerçekten bu ülkeye her anlamda çok ciddi katkılar sağladı.
Bu dönemde de sağlıyor. Bununla ilgili olarak Cumhurbaşkanının talimatıyla Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay çok ciddi çaba harcıyor. İnanın, Türkiye’de, Beştepe’de, Cumhurbaşkanlığı’nda Sayın Fuat Oktay belki gün içindeki mesaisinin 4-5 saatini Kuzey Kıbrıs’a ayırıyor. Yok böyle bir ilgi. Sayın Fuat Oktay’da ya da Türkiye’den ilgili bir bakandan, Kuzey Kıbrıs’ın ilgili bakanları bir telefonla ‘şu eksik’ dediği an tamamlanmadığı bir durum yok.”
“Ben Rum tarafı kapıları kapattığı zaman sınırdaydım. Sınırda Kıbrıslı Türkler güneye geçmek istediği zaman coplarla, biber gazlarıyla çok ciddi şiddet görmüşlerdi. Ciddi anlamda Kıbrıs Rum tarafına da bir tepki vardı. Anastasiadis 35 bin TL’lik yardımla bu sorunu tamamen unutturdu ve şirin hale geldi”